25 Mayıs 1919
En sonra Kavak bucağına vardılar.
Mustafa Kemal, hükümet konağına indi. Nahiyenin ileri gelenleriyle görüşmek
istediğini söyledi. Pontos eşkıyasını kovalamaya geldiğini işiten bütün
Kavaklılar, Mustafa Kemal'in çevresine toplandılar. Ismarladığı kahveyi yavaş
yavaş höpürdeten paşa, Kavak ileri gelenleriyle şöyle bir konuşma kapısı açtı:
— Ne haldesiniz, bakalım?
— Sorma, paşam.
— Eziyet çekiyorsunuz, elbet.
— Eşkıyanın aman verdiği var mı ki?
— Hükümetin imzaladığı mütarekeden
memnun musunuz?
— Hayır, paşam.
— Sebep?
— Düşman, içimizde yaşıyor ve onu
tenkil eden yok. Bizler ise bu merhametsiz ve gaddar çetelerle başa çıkacak
durumda değiliz.
— Pekâlâ, ne yapmak fikrindesiniz?
— Bizi düşünen, derdimize çare bulacak
olan kumandanlarımız, büyüklerimiz ne emrederlerse onu.
Kavaklılar arasında Akaloğlu Yusuf,
şöyle haykırdı:
— Bu uğurda icap ederse dedelerimizden
kalma silâhları da yağlar, öne atılırız.
Ekrem Beyde:
— İki yüz atlı ile emrinizdeyim,
paşam, dedi.
Mustafa Kemal, buradakileri taşlı
tarlasıyla boğuşan köylülerden daha başka buldu. Bu, bir ihtilâlcinin aradığı
ortamın ta kendisiydi. Yola çıkmak için davranarak Kavaklıların elini sıkarken:
— Allahaısmarladık, dedi, burada bir
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurunuz ve bana Havza'ya bilgi veriniz.
KAYNAK: Kutsal İsyan-II, Hasan
İzzettin Dinamo, Tekin Yayınları 1986, Sayfa 101-102
********
Bu Olayın Bir Başka Anlatımı.
Yol dik ve yokuştu. Irmak üstündeki
köprülerden geçiyorlardı. Gökyüzünde kuzgun sesleri, dallarda karatavukların
yer değiştiren kanat çırpışları vardı. Kuşlar, yolculara ayrı bir hava yaşatıyordu.
Fakat yolun sonu bir türlü görülmüyordu. Dönemeçler, her an bir tehlikeye neden
olabilirdi. meşelerin arasından bir çete saldırısıyla karşılaşabilirlerdi.
Nihayet uzaktan üçyüz hanelik Kavak göründü. Benz tepeden yokuş aşağı iniyordu.
Otomobil nahiye binasının önünde durdu. Nahiye binası iki katlı, kerpiç
dolgulu, beyaz badanalı basit bir binaydı.
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları
nahiye binasında bir süre dinlendiler. Kasabalarına bir paşanın geldiğini duyan
Kavak halkı, yavaş yavaş Mustafa Kemal'in etrafına birikti. Herkeste bir
sessizlik hakimdi.
Mustafa Kemal Paşa halkı gözleriyle
süzüyordu. Halk ise Kavak ileri gelenlerinin çevrelediği Mustafa Kemal Paşa'nın
davranışlarını hiç kaçırmadan izliyordu. Mustafa Kemal Paşa'nın karşısında Aziz
Bey, Akaloğlu Yusuf, Canbolat oğlu Ekrem Bey, Nahiye Müdürü ve halk vardı.
Kavak'ın zenginlerinden yaşı yetmişe
dayanan Akaloğlu Yusuf:
- Çay mı kahve mi buyurursunuz?
Mustafa Kemal Paşa:
- Hava soğuk çay içelim dedi.
Çaylar içilirken Mustafa Kemal Paşa
konuşmaya başladı:
- Ne haldesiniz bakalım?
- Sorma Paşam
- Eziyet çekiyorsunuz elbet.
- Eşkiyanın aman verdiğivar mı?
- Hükümetin imzaladığı mütarekeden
memnun musunuz?
- Hayır Paşam.
- Sebep?
- Düşman içimizde yaşıyor ve onutevkil
eden yok. Bizler ise bu merhametsiz ve gaddar çetelerle başa çıkacak durumda
değiliz.
- Pekala ne yapmak fikrindesiniz?
- Bizi düşünen derdimize çare bulacak
olan kumandanlarımız, büyüklerimiz ne emredelerse onu.
-Eğer ben, memleketimizi çiğneyen
düşman kuvvetlerini memleketten sürüp atmak, memleketi hakiki istiklaline
kavuşturmak için bir hareketin başına geçecek olursam bu iş de hanginiz beni
desteklersiniz?
Canbolat oğlu Ekrem Bey hemen yerinden
fırlayarak Mustafa Kemal Paşa'yı askerce selamladıktan sonra:
- Şu saniyeden itibaren iki yüz
adamımla emrinizdeyim Paşam cevabını verdi.
Kavaklılar arasından Akaloğlu Yusuf
Bey ise şöyle haykırdı:
- Bu uğurda icap ederse dedelerimizden
kalma paslı silahları da yağlar öne atılırız. Yetti gayri!
Ortalıkta o sırada bir kaynaşma oldu.
Böylece Mustafa Kemal Paşa'nın Kurtuluş Savaşı?nın ilk kıvılcımlarını
ateşlediği halk Kavak halkı oldu. Kavak halkının bu kararlı duruşundan
duygulanan Mustafa Kemal Paşa:
- Allahaısmarladık. Ben Havza'ya
gidiyorum. Sizler hemen bir müdafa-i hukuk cemiyeti kurunuz. Bana da bilgi
iletiniz. Vatanın kurtuluşu için birleşmek şarttır dedi. Hepsinin elini sıkarak
onlarla vedalaştı. Canbolat oğlu Ekrem Bey Mustafa Kemal Paşa'yı emrindeki
atlılar ile birlikte Havza'ya kadar yolcu etmiştir.
Kurtuluş Savaşı'nın tarihini yazan
Hasan İzzettin Dinamo, Kavak halkı için şunları söylüyor:
"Mustafa Kemal, buradakileri
taşlı tarlasıyla boğuşan köylülerden daha başka buldu. Bu bir ihtilalcinin
aradığı ortamın ta kendisiydi."
Selahattin Tansel ise; Mustafa
kemal'in önderlik işine Havza'ya giderken yol üstünde bulunan Kavak
kasabasından geçtiği sırada başladığını dile getiriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder