7 Nisan 2008 Pazartesi

Badıllı Köyü



Mustafa Kemal Atatürk Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919 gününün ertesi günü şehirde durmamış civardaki Türk köylerini ziyarete çıkmıştır. Çünkü o günlerde kent pek tekin değildir. Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) 'nın ardından 13 Kasım 1918'de Osmanlı'nın başkenti İstanbul işgal edilmiş. Bu işgal hareketinden güç alan Rum Çeteleri Samsun'daki azgınlıklarını daha da artırmışlar adeta sokaklarda terör havası estiriyorlardı. Halkın "Gavur Azması" adını verdiği bu kargaşa içerisinde yerli halk adeta içine kapanmış ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Atatürk'ün şehre gelişiyle ortalıkta "Atatürk'e suikast" haberleri de dolaşmaya başlayınca Gazi, bir devlet memuru gibi çalışmak yerine kolları sıvayıp olay bölgelerine giderek bizzat yerinde inceleme, bilgi alma ve halkı bilinçlendirme yolunu seçmişti.

20 Mayıs sabahı Mert ırmağının batı yakasını takip ederek önce Badırlı Köyünü ve sonrasında da, daha ilerideki bir kaç Türk köyünü ziyaret ederek halkla görüşüp, onlarla bilgi alışverişinde bulunmuştur.

Mustafa Kemal Paşa, ziyaret ettiği Badırlı Köyünde Türk çetelerle görüşmüş ve onların Milli mücadele saflarına katılmalarını sağlamıştı. Köyün büyükleri o günlerden hatırlarında kalanları şöyle nakletmişlerdir:

Köylümüz, "Bir gün köye atla yüksek rütbeli subaylar geldi. İçlerinden birisi bize Mustafa Kemal Paşa'yı tanıttı. Çanakkale savaşlarında ününü duymuştuk. Hayranlıkla kendisini seyrettik. Mavi mavi çakmak çakmak gözleri vardı. Kendisine kahve ikram ettik. Bu sırada karşı köylerde bazı evler yanıyordu. Devlet otoritesinin zayıflığı, hatta yokluğu sebebiyle Rum çeteler, mala, cana, ırza, namusa tasalluttan geri kalmıyorlardı. Mustafa Kemal Paşa, bu yanan evler hakkında bilgi istedi. Anlattık. Gözleri ağlamaklı oldu. Köy meydanındaki bu konuşmalar sırasında köyün ileri gelenlerinden Osman Ağa Gaziye dönerek şöyle dedi: "Paşam, Rum çeteler köyümüzü yıkacaklar. Görüyorsunuz karşı köyü de yakıyorlar. Bize 8-10 jandarma verseniz de köyümüzü koruyalım".

Paşanın gözleri alevlendi ve dedi ki; "Mesele köyleri değil, vatanı koruma meselesidir. Anam var demeyeceksin, karım var demeyeceksin, çocuğum var demeyeceksin, vatanın imdadına koşacaksın. Çünkü vatan elden giderse, bunların hepsini kaybedersin."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder