Samsun’dan Havza’ya gidiyorduk.
Altımızda Birinci Dünya Harbi’nden kalan Benz marka bir otomobil vardi. Şoför
de Türk değildi. Yola çıktık biraz sonra motorda bozukluk oldu ve araba durdu.
Otuz altı yaşında zaferler kazanan kumandan Mustafa Kemal Paşa’nın ne demek olduğunu
arkadaşları bilirler. Kızdı ve asabileşti. Şoförü azarladı ve kendisi makineyi
harekete geçirmeye uğraştı. Tabi muvaffak olamadı.
Ben Doktor Refik Saydam ve Kazım Dirik
Paşa bir köşede duruyorduk. Doğrusu içimizden neden ise karıştığına hem
üzülüyor hem sinirleniyorduk. İçimizden geçeni anlamış gibi bize baktı ve dedi
ki:
- "On sene sonra sizinle kendi
yaptığımız yollarda Türk şoförleri bizi istediğimiz yerlere götürecekler!"
Biz sustuk. İçimizden geçenlerin ne
olduğunu bilmem anlatmak lazım mı? Aradan tam on yıl geçti. Ben birinci umumi
müfettiş idim. Diyarbakır’a gelmişti. Bir yolda giderken gene otomobil bozuldu.
Kafile durdu. Beni yanına çağırdı ve Türk şoförle işlemeye başlayan makineyi
işaret etti:
- "Vaadimi yerine getirdim!"
Dr. İbrahim Tali Öngören
KAYNAK: Kemal Arıburnu, Sivas Kongresi
(Samsun’dan Ankara’ya kadar olaylar ve Anılarla), Ankara, 1997. Sayfa:198-199
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder