12 Şubat 2008 Salı

İstiklal Kadını SEHER TURGUT






Atatürk, 19 Mayıs 1919`da 18 silah arkadaşıyla birlikte kurtuluş mücadelesini başlatmak için Samsun`a ayakbastı. Ertesi gün 20 Mayıs 1919 günü (…), Rum çetelerinin ayaklanması nedeniyle yol üzerindeki Badırlı köyüne (Ataköy Mahallesi) uğrayarak bölgenin liderlerinden Ahmet Efendi ile görüştü. Görüşme sırasında Ahmet Efendi`nin 17 yaşındaki gelini Hacer Turgut, Atatürk`e kahve ikram etti. Aradan bir asra yakın zaman geçmesine rağmen her yıl düzenli olarak 20 Mayıs`ta, 19 Mayıs kutlamaları kapsamında Badırlı köyüne Büyük Önder`in uğraması törenle kutlanıp, Hacer Nine ise protokolün en başında yerini aldı.




Hacer Nine Son Yolculuğuna Uğurlandı / 27.02.2011

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün kurtuluş mücadelesini başlatmak için çıktığı Samsun`da 20 Mayıs 1919`da uğradığı Badırlı köyünde kendisine kahve ikram eden İstiklal kadını Hacer Turgut, 108 yaşında vefat etti.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün kurtuluş mücadelesini başlatmak için çıktığı Samsun`da 20 Mayıs 1919`da uğradığı Badırlı köyünde kendisine kahve ikram eden İstiklal kadını Hacer Turgut, 108 yaşında vefat etti. Hacer Nine son yolculuğuna `devletsiz` uğurlandı.

Atatürk, 19 Mayıs 1919`da 18 silah arkadaşıyla birlikte kurtuluş mücadelesini başlatmak için Samsun`a ayakbastı. Ertesi gün 20 Mayıs 1919 günü (…), Rum çetelerinin ayaklanması nedeniyle yol üzerindeki Badırlı köyüne (Ataköy Mahallesi) uğrayarak bölgenin liderlerinden Ahmet Efendi ile görüştü. Görüşme sırasında Ahmet Efendi`nin 17 yaşındaki gelini Hacer Turgut, Atatürk`e kahve ikram etti. Aradan bir asra yakın zaman geçmesine rağmen her yıl düzenli olarak 20 Mayıs`ta, 19 Mayıs kutlamaları kapsamında Badırlı köyüne Büyük Önder`in uğraması törenle kutlanıp, Hacer Nine ise protokolün en başında yerini aldı.

İstiklal dönemini yaşayan ender insanlardan olan 6 çocuk annesi, 15 torun sahibi ve 4 torununun torunu bulunan Hacer Nine, evinde rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Bin 300 nüfusu, 400 hanesi bulunan tarihi mahalle Hacer Nine`nin ölümüyle büyük bir üzüntü yaşadı. Hacer Nine`nin cenazesi, helallik alınmasının ardından evinden köy camiine getirildi. Öğle namazına müteakip sadece köylülerin katılımıyla cenaze namazı kılındı. Cenaze namazının ardından asırlık Hacer Nine, mahalle mezarlığında toprağa verildi. Hacer Turgut`un cenazesine protokol üyelerinin katılmaması, devleti temsilen kimsenin bulunmaması yakınlarının tepkisine neden oldu.

Hacer Turgut`un torunu Yaşar Kır, Büyük Önder`e kahve yapan anneannesini kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını belirtti. Dönemin aşiret lideri Ahmet Efendi`nin gelini olan anneannesinin Atatürk`e kahve ikram ettiğini, kendilerine her zaman "Çok heyecanlanmıştım. Bana kahve götürmem söylendi. Ben de hazırlayıp götürdüm. İkramı yaptım. Duruşuyla, hareketleriyle ayrı bir insandı. Özellikle gözlerinden çok etkilenmiştim" şeklinde Atatürk`ü anlattığını belirten Yaşar Kır, "İstiklal kadınını son yolculuğuna uğurluyoruz. Bir tarih ebedi hayata gidiyor. Ama her yıl törenlerde Hacer Nine`yi protokol üyeleri ziyaret ederdi. Son yolculuğunda kimse yok. Bizler yakınları ve köylüler olarak uğurladık. Protokolün katılmasını arzu ederdik" dedi.

İstiklal Savaşı`nı birinci ağızdan dinlemenin onurunu yaşadıklarını ifade eden torununun oğlu Sedat Kır ise, "Devlet erkânının olmaması bizleri üzdü, hayret uyandırdı. Devleti, devletsiz uğurluyoruz. Bunun üzüntüsü içerisindeyiz. Devlet temsilcilerinin böyle bir olaya katılmaması torunları olarak bize üzdü. 20 Mayıs`ta ilk ziyaret ettikle anneannemdi, son yolculuğunda kimse yanında yoktu. Bizler gerekli yerlere haber verdik." diye konuştu.

Köy muhtarı İsmail Üstün, bir tarihin ebedi hayata gittiğini, her yıl törenlerde baş tacı yapılan Hacer Nine`nin acısını yaşadıklarını belirtti.

Büyük Önder Atatürk, Samsun`da o tarihlerde 40 Pontus Rum çetesiyle 13 Türk çetesinin bulunduğunu İstanbul`a rapor etmeden önce bu köydeki meydanda Türk çete reisiyle görüşmüştü. Vatanın kurtuluşu için bu Türk çetecileri Milli Mücadele`ye kazandırmıştı. Rumlarla savaşmaları için Atatürk, Türk çetelerini cesaretlendirmişti. Badırlı köyündeki çalışmanın ardından aynı köyden bir müfreze Havza`ya kadar Atatürk ve beraberindekilere eşlik etmişti.

http://www.samsunhaber.com/haberdetay/36272/Hacer-Nine-son-yolculuguna-ugurlandi.html



Devlete Özür Borcu...

Büyük Önder Atatürk'ün, 20 Mayıs 1919'da (…) uğradığı Badırlı Köyü'nde kendisine kahve ikram eden "istiklal kadını" Seher Turgut'un cenazesine katılmadıkları için devlet yetkililerine sitem etmiştik...

İHA, cenazeyi takip etmiş, haberi de "devletsiz kalktı" flaşıyla abonelerine servis yapmıştı... Ancak, ertesi gün neden "devlet yoktu" sorusu sorulmamıştı... Önceki gün arkadaşımız Sedat Öksüzoğlu, Vali Aksoy ile görüştüğünde, "Gazetelerden haberim oldu. Bilgi verilip de iletilmediyse soruşturma açarım" dedi.

108 yaşındaki Seher Turgut'un damadı, Sedat Kır ise haberde telefonla bildirildiğini söylemişti... Pazar günüydü. Öğle saatlerinde telefona baktığımda "cevapsız" aramalar vardı. Bu aramalardan biri, Sedat Kır tarafından gerçekleşmişti. Saat 08.30'da aranmıştım... Geri dönüşüm saat 12.00 sıralarında oldu sanırım. Sedat Kır'ı yıllardır tanırım. Kent meseleleriyle özellikle de trafikle ilgili olanlarda çekinmeden söyleyeceklerini söyleyen biridir. Aynı zaman da da fahri trafik müfettişlerini örgütlemiş bir arkadaşımızdır... "Hayırdır" dedim. "Sabah aramıştım, meşguldün galiba" deyince; günlerden pazar olduğunu hatırlattım...

Atatürk'e kahve ikram eden Seher Turgut'un vefat ettiğini bunun haber olup olamayacağını sordu. "Elbette" dedim ama cenaze çoktan defnedilmişti...

Gazeteye geldiğimde, haber İHA'dan servis edilmişti çoktan... Fotoğraflara baktım, Sedat Kır'ın ifade ettiği gibi devleti temsilen kimseyi göremedim... Sonra haberin alt paragrafında, Sedat Kır'ın devlete sitemini okudum. Haber verildiği halde gelen olmadıysa, haklıydı...

Vali Aksoy'dan sonra; dün de İlkadım Kaymakamı Zafer Orhan, Seher Turgut'un yakınlarına taziye ziyaretinde bulunduğu sırada, "Bize bilgi verilmedi" dedi... Meğer "Bilgi verdik" diyen Sedat Kır, e-mail göndermiş, bir de 156 Alo Jandarma'yı aramış!.. Pes be arkadaş!.. Sedat Kır, devletin çarkını bilen biridir.. Pazar günü gönderilen e-mali hangi memur okur?.. Gencecik jandarma eri bu olayı nasıl kavrar?..

Büyüğünü kaybetmenin acısıyla telaşlı olduğu anlaşılıyor. Yoksa işleri böyle karıştırıp, sitem etmezdi... Pazar sabahı 08.30'da beni telefonla arayıp, cevap vermediğimde "meşguldün galiba" deyişi, onun hangi ruh halinde olduğunu yeterince anlatıyor zaten!.. Bu olayda yapılan bir yanlışı da
itiraf edelim...

Duygusallığın doruk noktasında söylenmiş sözlere dikkat etmek gerekir...

Devlete, "özür" borcumuz var!...

02.03.2011
/Necdet UZUN
http://www.habergazetesi.com.tr/koseyazilari.php?yazarID=2&id=4327







VEFATINDAN 10 AY ÖNCE

23 Mayıs 2010 tarihinde, Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin 2. Anma Yürüyüşü esnasında ziyaret ettiğimiz Hatice Seher TURGUT ninemiz. 108 yaşındaydı ve 20 Mayıs 1919 gününü dün gibi hatırlıyordu. Allah rahmet eylesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder