Mondros Antlaşmasını imzalayan Osmanlı
heyeti.
Önde solda Rauf Bey (Orbay), yanında
müsteşar Reşat Hikmet,
arkada sağda heyetin kalbi Ali Bey (Türkgeldi), Tevfik
Bey ve Bahriye yaveri Sait Bey.
I. Dünya Savaşı'nda yenik düşen
Osmanlı Devleti ile Müttefikler arasında ateşkes görüşmeleri Ekim 1918'de Limni
Adası'nın Mondros Limanı'nda bulunan Agamemnon zırhlısında başladı. 30 Ekim
1918'de Müttefikleri temsilen İngiliz amiral Arthur Calthorpe ile Osmanlı
heyeti arasında imzalanan antlaşma çok ağır maddeler içeriyordu.
_______________________________________________________________________________
/Dr. Rahmi DOĞANAY
Karadeniz Limanlarını üs olarak
kullanan güçler, Kafkaslar, Rusya, Anadolu ve Balkanlar politikalarıyla, kısmen
ve dolaylı da olsa Orta ve Yakındoğu siyasetini de etkileyebilirlerdi. Samsun da
buna müsait bir liman şehriydi. Bu da askeri ve siyasi politikalarıyla yanında,
ekonomik politikalar yönünden de Samsun'a önemli bir mevki kazandırıyordu.
Başta Amerikalılar olmak üzere İngiliz, Fransız, İtalyan firmaları bölgede
etkinlik yarışına girmişlerdi.(...)
Bu özellikleri ile Samsun, İtilaf
Devletlerinin beklentileri doğrultusunda, Mondros Ateşkesi imzalandıktan sonra
İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan gemilerinin ziyaretgâhı hatta üssü haline
geldi. Çeşitli bahanelerle İngilizler 9 Mart 1919'da 200, 17 Mart'ta da 150
kişilik bir kuvveti Samsun'a çıkardılar.Bunlardan bir kısmı da Mart sonlarında
Ermeni ve Rumları korumak için Merzifon'a sevk edildi.
İtilaf Devletlerinin çabaları ve
faaliyetleri ileriki yıllarda daha da arttı. Zira bu daha başlangıçtı ve
Anadolu'da Milli Hareket canlanınca bunu boğmak için faaliyetler arttırıldı.
İngilizler Samsun'a askerden başka bazı subaylarını da çıkartmış, onları
Mondros şartlarının uygulanması konusunda komiser tayin etmişti. Bu komiserler
Karadeniz kıyılarına ve Anadolu'nun iç kesimlerine seyahat ederek hem
silahsızlandırmayı sağlamak, hem de gayrimüslimleri korumak konusunda çalışıp,
hükümetlerine raporlar hazırlıyorlardı. Samsun'da kurdukları telsiz
istasyonundan başka, limana gelen savaş gemileri ile limanda bulunan Amerika
gemilerinden de haberleşme konusunda faydalanıyorlardı.(...)
İngilizler de Samsun'u boş
bırakmıyorlar, zaman zaman limana geliyorlar, kıyıları tarıyorlar ve karaya
kısa süreli de olsa asker çıkarıyorlardı. Ayrıca komiserler aracılığıyla
bölgenin durumunu ve özellikle gayrimüslimlerin güvenliklerini gündeme getiren
incelemeler yapılıyordu. Bu çabalar genelde Türkleri sindirmek ve Pontusçulara
cesaret vermek şeklinde yorumlanıyordu.
Samsun limanındaki Amerikan gemileri
diplomasi alanında da adeta bir büro gibi çalıyordu. 9 Nisan 1920 tarihinde
Mösyö Talk adında bir Amerikan Konsolosu Samsun’a gelmişti.26 Kasım günü de bir
albay kumandasında Samsun’a bir Amerikan torpidosu gelir. (...)
İtilaf Devletlerinin genelde olduğu
gibi, Samsun üzerinde gerçekleştirdikleri hareketlerinde de gayrimüslim
ahalinin koruması amacı veya bu yoldan Türkiye'ye müdahale düşüncesi önemli bir
rol oynadı. Bütün Karadeniz kıyılarında olduğu gibi Samsun ve çevresindeki
Rumlar da bu himayeden destek alarak Pontus’çuluk hareketlerini
yoğunlaştırdılar. Amerika, İngiltere, Yunanistan ve Fransa'dan destek gördüler.
Amiral
Calthorpe
(Somerset Arthur Gough Calthorpe)
İtilaf Devletleri adına Mondros
Mütarekesi'ni (Bırakışma) imzalayan İngiliz komutandır. İngiliz amiral Sir
Somerset Arthur Gough- Calthorpe, 1864'te Londra'da doğdu. I. Dünya Savaşı'nda
İtilaf Devletleri Akdeniz Donanması komutanı olarak görev yaptı. Osmanlı
Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrıldığını kabul ettiği, 30 Ekim 1918
tarihli Mondros Ateşkes Anlaşması'na İtilaf (Anlaşma) Devletleri adına imza
attı.
Kurtuluş Savaşı döneminde ise
İstanbul'da İngiliz Yüksek Komiseri olarak görevde bulundu. Direniş yanlısı
Türk subaylarının Türk halkını örgütlemesine karşı çıkarak Osmanlı yönetimine
devamlı baskıda bulundu. 14 Mayıs 1919'da İzmir Valisi İzzet Paşa'ya İzmir'in
işgal edileceğine dair bir nota verdi. Haziran-Temmuz 1919'da Harbiye
Nezareti'ne (Savaş Bakanlığı) büyük baskılar yaptı. Yazılar yazdı. Çünkü
Mustafa Kemal Paşa, o sıralarda genelgeler yayımlayıp kongreler yaparak
Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış ve halkı bağımsızlık isyanına teşvik etmişti.
5 Ağustos 1919'da İstanbul'dan
ayrılınca, yerine Amiral Jean De Robeck atandı. Amiral Calthorpe, 1939'da
Londra'da vefat etti.
1918 yılı sonlarında bölgedeki asayişi
kontrol için Samsun'a İngiliz ve Fransız savaş gemileri gönderilmişti. Daha
sonraki yıllarda da siyasi, ekonomik, hatta askeri yardımlar devam etti. 1919
başından itibaren bölgedeki İtilaf Komiserlerinin, Hıristiyanlara baskı ve
zulüm yapıldığı yolundaki raporları 'hükümetlerine ulaşmaya başladı. Amiral
Calthorpe 17 Ocak'ta, Samsun'daki Amerikan Tobacco Company'nin hazırlamış
olduğu raporu Londra'ya gönderdi. 8 Şubat'ta da İngiliz webb'in Müslümanların
silahlandığı, Hıristiyanlara baskı yapıldığı, bunun önlenmesi için Samsun ve
Trabzon'a kuvvet gönderilmesi, Amasya, Sivas ve Kayseri'ye kadar ilerlemeleri
sağlanacak biçimde konuşlandırılmaları görüşlerini belirten raporunu yolladı.
İngiliz
Albay Rawlinson
Bu raporlar üzerine 9 Mart'ta Samsun'a
200 kişilik İngiliz kuvveti çıkarıldı. Komiser olarak Doğu Anadolu ve
Kafkaslarda görevlendirilen Rawlinson da aynı gemide bulunuyor ve Samsun'daki
Rumların İngilizleri büyük bir coşku ile karşıladığım kaydediyordu. Daha sonra
bu askerlerden 52 kişi Mart'ın 25'inde Merzifon’a gitti. 30 Mart'ta Merzifon'a
İngiliz askerlerinin gelmesiyle bölgede asayişin iyice bozulduğu iddiaları da
ortaya çıktı. Samsun ve Merzifon çevresinde Pontus’çuluğun yayılmasında önemli
görevler üstlenen Merzifon Amerika Koleji ile İngilizler işbirliğine gittiler.
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'in
Samsun'a çıkması ve Anadolu içlerinde gerçekleştirdiği organizasyonlar üzerine
Samsun ve çevresinde İtilaf faaliyetleri de arttı. Bölgedeki İngiliz komiserler
üst üste raporlar hazırlayıp Londra'ya gönderdiler. Amerikalılar, başta
Merzifon olmak üzere İngiliz askerlerin de desteği ile içerdeki Rumlarla
birlikte Samsun'a gelmeye başladılar. İngiliz komiserler raporları hazırlarken
Amerikan misyonerlerin de etkisinde kaldılar. Samsun Rum Metropoliti zaten
devamlı İngilizlerle görüşüyordu. Bu raporlarda genel kanaat, bölgedeki
kargaşanın sebebinin Mustafa Kemal olduğuydu.
Bölgede kargaşayı önlemek iddiasında
olan İtilaf Devletleri bir yandan Anadolu'daki bazı Rum ve Ermenileri kıyılara,
kendi kontrol bölgelerine taşırken, diğer yandan Pontus çetelerini silah,
cephane ve hatta eleman yönünden destekliyorlardı. Diğer yandan Rum
komitecileri ve misyoner ecnebiler Anadolu içlerindeki durum hakkında
Samsun'daki İtilaf temsilcilerine bilgi aktarıyorlardı. Rusya ve
Yunanistan'daki Rumlardan oluşturulan çeteler Samsun ve Trabzon gibi merkezlere
getirildi. Türklerden toplanan bir kısım silahlar da bunlara verildi.
Amerikalılar da zaman zaman Anadolu'da
görevlendirdikleri inceleme komisyonu üyelerinin görüşlerine istinaden,
Anadolu’daki Hıristiyan nüfusun korkunç bir baskı ve zulüm altında olduğunu
belirtiyor, insani ve siyasi destek vermekten kaçınmıyordu. Ayrıca Anadolu
içlerindeki Ermeni ve Rumları Samsun'a çağırıyorlar,Samsun'a veya İtilaf
kontrolündeki şehirlere ulaşırlarsa orada her türlü yardımı göreceklerini
belirtiyorlardı. Bu da Anadolu'daki Hıristiyan halkın durumu hakkında kötü
propaganda oluyordu.
http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?p=815183#815183
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder