1 Mart 2008 Cumartesi

Milli Mücadele de Samsun'un Önemi



Mondros Antlaşmasını imzalayan Osmanlı heyeti.
Önde solda Rauf Bey (Orbay), yanında müsteşar Reşat Hikmet, 
arkada sağda heyetin kalbi Ali Bey (Türkgeldi), Tevfik Bey ve Bahriye yaveri Sait Bey.

I. Dünya Savaşı'nda yenik düşen Osmanlı Devleti ile Müttefikler arasında ateşkes görüşmeleri Ekim 1918'de Limni Adası'nın Mondros Limanı'nda bulunan Agamemnon zırhlısında başladı. 30 Ekim 1918'de Müttefikleri temsilen İngiliz amiral Arthur Calthorpe ile Osmanlı heyeti arasında imzalanan antlaşma çok ağır maddeler içeriyordu.
_______________________________________________________________________________

/Dr. Rahmi DOĞANAY
Karadeniz Limanlarını üs olarak kullanan güçler, Kafkaslar, Rusya, Anadolu ve Balkanlar politikalarıyla, kısmen ve dolaylı da olsa Orta ve Yakındoğu siyasetini de etkileyebilirlerdi. Samsun da buna müsait bir liman şehriydi. Bu da askeri ve siyasi politikalarıyla yanında, ekonomik politikalar yönünden de Samsun'a önemli bir mevki kazandırıyordu. Başta Amerikalılar olmak üzere İngiliz, Fransız, İtalyan firmaları bölgede etkinlik yarışına girmişlerdi.(...)

Bu özellikleri ile Samsun, İtilaf Devletlerinin beklentileri doğrultusunda, Mondros Ateşkesi imzalandıktan sonra İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan gemilerinin ziyaretgâhı hatta üssü haline geldi. Çeşitli bahanelerle İngilizler 9 Mart 1919'da 200, 17 Mart'ta da 150 kişilik bir kuvveti Samsun'a çıkardılar.Bunlardan bir kısmı da Mart sonlarında Ermeni ve Rumları korumak için Merzifon'a sevk edildi.

İtilaf Devletlerinin çabaları ve faaliyetleri ileriki yıllarda daha da arttı. Zira bu daha başlangıçtı ve Anadolu'da Milli Hareket canlanınca bunu boğmak için faaliyetler arttırıldı. İngilizler Samsun'a askerden başka bazı subaylarını da çıkartmış, onları Mondros şartlarının uygulanması konusunda komiser tayin etmişti. Bu komiserler Karadeniz kıyılarına ve Anadolu'nun iç kesimlerine seyahat ederek hem silahsızlandırmayı sağlamak, hem de gayrimüslimleri korumak konusunda çalışıp, hükümetlerine raporlar hazırlıyorlardı. Samsun'da kurdukları telsiz istasyonundan başka, limana gelen savaş gemileri ile limanda bulunan Amerika gemilerinden de haberleşme konusunda faydalanıyorlardı.(...)

İngilizler de Samsun'u boş bırakmıyorlar, zaman zaman limana geliyorlar, kıyıları tarıyorlar ve karaya kısa süreli de olsa asker çıkarıyorlardı. Ayrıca komiserler aracılığıyla bölgenin durumunu ve özellikle gayrimüslimlerin güvenliklerini gündeme getiren incelemeler yapılıyordu. Bu çabalar genelde Türkleri sindirmek ve Pontusçulara cesaret vermek şeklinde yorumlanıyordu.

Samsun limanındaki Amerikan gemileri diplomasi alanında da adeta bir büro gibi çalıyordu. 9 Nisan 1920 tarihinde Mösyö Talk adında bir Amerikan Konsolosu Samsun’a gelmişti.26 Kasım günü de bir albay kumandasında Samsun’a bir Amerikan torpidosu gelir. (...)

İtilaf Devletlerinin genelde olduğu gibi, Samsun üzerinde gerçekleştirdikleri hareketlerinde de gayrimüslim ahalinin koruması amacı veya bu yoldan Türkiye'ye müdahale düşüncesi önemli bir rol oynadı. Bütün Karadeniz kıyılarında olduğu gibi Samsun ve çevresindeki Rumlar da bu himayeden destek alarak Pontus’çuluk hareketlerini yoğunlaştırdılar. Amerika, İngiltere, Yunanistan ve Fransa'dan destek gördüler.



Amiral Calthorpe 
(Somerset Arthur Gough Calthorpe)

İtilaf Devletleri adına Mondros Mütarekesi'ni (Bırakışma) imzalayan İngiliz komutandır. İngiliz amiral Sir Somerset Arthur Gough- Calthorpe, 1864'te Londra'da doğdu. I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri Akdeniz Donanması komutanı olarak görev yaptı. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrıldığını kabul ettiği, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Anlaşması'na İtilaf (Anlaşma) Devletleri adına imza attı.

Kurtuluş Savaşı döneminde ise İstanbul'da İngiliz Yüksek Komiseri olarak görevde bulundu. Direniş yanlısı Türk subaylarının Türk halkını örgütlemesine karşı çıkarak Osmanlı yönetimine devamlı baskıda bulundu. 14 Mayıs 1919'da İzmir Valisi İzzet Paşa'ya İzmir'in işgal edileceğine dair bir nota verdi. Haziran-Temmuz 1919'da Harbiye Nezareti'ne (Savaş Bakanlığı) büyük baskılar yaptı. Yazılar yazdı. Çünkü Mustafa Kemal Paşa, o sıralarda genelgeler yayımlayıp kongreler yaparak Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış ve halkı bağımsızlık isyanına teşvik etmişti.

5 Ağustos 1919'da İstanbul'dan ayrılınca, yerine Amiral Jean De Robeck atandı. Amiral Calthorpe, 1939'da Londra'da vefat etti.

1918 yılı sonlarında bölgedeki asayişi kontrol için Samsun'a İngiliz ve Fransız savaş gemileri gönderilmişti. Daha sonraki yıllarda da siyasi, ekonomik, hatta askeri yardımlar devam etti. 1919 başından itibaren bölgedeki İtilaf Komiserlerinin, Hıristiyanlara baskı ve zulüm yapıldığı yolundaki raporları 'hükümetlerine ulaşmaya başladı. Amiral Calthorpe 17 Ocak'ta, Samsun'daki Amerikan Tobacco Company'nin hazırlamış olduğu raporu Londra'ya gönderdi. 8 Şubat'ta da İngiliz webb'in Müslümanların silahlandığı, Hıristiyanlara baskı yapıldığı, bunun önlenmesi için Samsun ve Trabzon'a kuvvet gönderilmesi, Amasya, Sivas ve Kayseri'ye kadar ilerlemeleri sağlanacak biçimde konuşlandırılmaları görüşlerini belirten raporunu yolladı.



İngiliz Albay Rawlinson

Bu raporlar üzerine 9 Mart'ta Samsun'a 200 kişilik İngiliz kuvveti çıkarıldı. Komiser olarak Doğu Anadolu ve Kafkaslarda görevlendirilen Rawlinson da aynı gemide bulunuyor ve Samsun'daki Rumların İngilizleri büyük bir coşku ile karşıladığım kaydediyordu. Daha sonra bu askerlerden 52 kişi Mart'ın 25'inde Merzifon’a gitti. 30 Mart'ta Merzifon'a İngiliz askerlerinin gelmesiyle bölgede asayişin iyice bozulduğu iddiaları da ortaya çıktı. Samsun ve Merzifon çevresinde Pontus’çuluğun yayılmasında önemli görevler üstlenen Merzifon Amerika Koleji ile İngilizler işbirliğine gittiler.

19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkması ve Anadolu içlerinde gerçekleştirdiği organizasyonlar üzerine Samsun ve çevresinde İtilaf faaliyetleri de arttı. Bölgedeki İngiliz komiserler üst üste raporlar hazırlayıp Londra'ya gönderdiler. Amerikalılar, başta Merzifon olmak üzere İngiliz askerlerin de desteği ile içerdeki Rumlarla birlikte Samsun'a gelmeye başladılar. İngiliz komiserler raporları hazırlarken Amerikan misyonerlerin de etkisinde kaldılar. Samsun Rum Metropoliti zaten devamlı İngilizlerle görüşüyordu. Bu raporlarda genel kanaat, bölgedeki kargaşanın sebebinin Mustafa Kemal olduğuydu.

Bölgede kargaşayı önlemek iddiasında olan İtilaf Devletleri bir yandan Anadolu'daki bazı Rum ve Ermenileri kıyılara, kendi kontrol bölgelerine taşırken, diğer yandan Pontus çetelerini silah, cephane ve hatta eleman yönünden destekliyorlardı. Diğer yandan Rum komitecileri ve misyoner ecnebiler Anadolu içlerindeki durum hakkında Samsun'daki İtilaf temsilcilerine bilgi aktarıyorlardı. Rusya ve Yunanistan'daki Rumlardan oluşturulan çeteler Samsun ve Trabzon gibi merkezlere getirildi. Türklerden toplanan bir kısım silahlar da bunlara verildi.

Amerikalılar da zaman zaman Anadolu'da görevlendirdikleri inceleme komisyonu üyelerinin görüşlerine istinaden, Anadolu’daki Hıristiyan nüfusun korkunç bir baskı ve zulüm altında olduğunu belirtiyor, insani ve siyasi destek vermekten kaçınmıyordu. Ayrıca Anadolu içlerindeki Ermeni ve Rumları Samsun'a çağırıyorlar,Samsun'a veya İtilaf kontrolündeki şehirlere ulaşırlarsa orada her türlü yardımı göreceklerini belirtiyorlardı. Bu da Anadolu'daki Hıristiyan halkın durumu hakkında kötü propaganda oluyordu.

http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?p=815183#815183

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder